-
Ortaokul
-
7.Sınıf
-
Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi
-
Melek ve Ahiret İnancı
-
7.1. Melekler ve Ahiret Hayatı ile ilgili Ayetler
7.1. Melekler ve Ahiret Hayatı ile ilgili Ayetler
2.1 MELEKLERİN ÖZELLİKLERİ VE GÖREVLERİ
“Ey inananlar! Kendinizi ve ailenizi, yakıtı insanlar ve taşlar olan ateşten koruyun. Onun başında, acımasız, güçlü, Allah'ın kendilerine buyurduğuna karşı gelmeyen ve emredildiklerini yapan melekler vardır.” (Tahrim, 6)
“Onlar, Rahman’ın kulları olan melekleri de dişi saydılar. Acaba meleklerin yaratılışlarını mı görmüşler? Onların bu şahitlikleri yazılacak ve sorguya çekileceklerdir.” (Zuhruf, 19)
“Allah kendi emriyle melekleri, kullarından dilediği kimseye vahiy ile "Benden başka tanrı olmadığına dair (kullarımı) uyarın ve benden korkun" diye gönderir.” (Nahl, 2)
“O (Kur'an), şüphesiz değerli, bir elçinin (Cebrail'in) getirdiği sözdür.” (Tekvir, 19)
“De ki: Size vekil kılınan (bu konuda görevlendirilen) ölüm meleği canınızı alacak, sonra Rabbinize döndürüleceksiniz.” (Secde,11)
“Kim, Allah'a, meleklerine, peygamberlerine, Cebrail'e ve Mikail’e düşman olursa bilsin ki Allah da inkârcı kâfirlerin düşmanıdır.” (Bakara, 98)
“Gökleri ve yeri yaratan, melekleri ikişer, üçer, dörder kanatlı elçiler yapan Allah'a hamdolsun. O, yaratmada dilediği arttırmayı yapar. Şüphesiz Allah, her şeye gücü yetendir.” (Fatır, 1)
“İki melek (insanın) sağında ve solunda oturarak yaptıklarını yazmaktadırlar. İnsan hiçbir söz söylemez ki, yanında gözetleyen yazmaya hazır bir melek bulunmasın.” (Kaf, 17–18)
“Şunu iyi bilin ki üzerinizde bekçiler var, Değerli yazıcılar var. Onlar, yapmakta olduklarınızı bilirler.” (İnfitar, 17–18)
“O, kullarının üstünde yegâne kudret ve tasarruf sahibidir. Size koruyucular gönderir. Nihayet birinize ölüm geldi mi elçilerimiz (görevli melekler) onun canını alırlar. Onlar vazifede kusur etmezler.” (Enfal, 61)
“Ve sura üflenmiştir. Göklerde kim var, yerde kim varsa çarpılıp yıkılmıştır. Ancak Allah’ın dilediği müstesna. Sonra ona bir daha üflenmiştir. Bu defa da hep onlar kalkmışlar bakıyorlardır.” (Zümer, 68)
2.3 MELEKLERE İMAN İMANIN ŞARTLARINDANDIR
“Peygamber, Rabbi tarafından kendisine indirilene iman etti, müminler de (iman ettiler). Her biri Allah a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine iman ettiler…” (Bakara, 285)
2.4 MELEKLERE İMAN DAVRANIŞLARIMIZIN GÜZELLEŞMESİNE KATKIDA BULUNUR
“İki melek (insanın) sağında ve solunda oturarak yaptıklarını yazmaktadırlar.” (Kaf, 17)
“Şüphesiz, Rabbimiz Allah'tır deyip, sonra dosdoğru yolda yürüyenlerin üzerine melekler iner. Onlara: Korkmayın, üzülmeyin, size vâdolunan cennetle sevinin! Derler. Biz dünya hayatında da, ahirette de sizin dostlarınızız. Orada sizin için canlarınızın çektiği her şey var ve istediğiniz her şey orada sizin için hazırdır.” (Fussilet, 30–31)
AHİRET İNANCI
“Senin yeryüzünü boynu bükük, kupkuru görmen de Allah’ın kudretinin delillerindendir. Biz onun üzerine suyu indirdiğimiz zaman titreşir ve kabarır. Şüphesiz ki ona hayat veren Allah mutlaka ölüleri de diriltir. Doğrusu O'nun her şeye gücü yeter.”(Fussilet, 39)
1.İNSANIN ÖLÜMSÜZLÜK İSTEĞİ VE AHİRET İNANCI
“Her canlı ölümü tadacaktır. Kıyamet günü ecirleriniz size eksiksiz olarak verilecektir. Kim cehennemden uzaklaştırılıp cennete konursa o, gerçekten kurtuluşa ermiştir. Dünya hayati, aldatıcı zevkten başka bir şey değildir.”(A-li İmran, 185)
“Fakat siz dünya hayatini tercih ediyorsunuz. Oysa ahiret daha hayırlı ve daha kalıcıdır.”(Ala, 16–17)
“Yer üzerinde bulunan her şey fânidir.”(Rahman, 26)
“Ve onlar ki hem sana indirilene iman ederler, hem senden önce indirilene. Ahirete de bunlar kesinlikle iman ederler.”(Bakara, 4)
2.KIYAMET VE YENİDEN DİRİLME
“İnsanlar sana kıyamet saatini soruyorlar. De ki: "Onun ilmi ancak Allah’ın nezdindedir. Ne bilirsin belki kıyamet yakında olur."(Ahzab, 63)
“Bir de gökten bereketli bir su indirip de onunla bağlar, bahçeler ve biçilecek taneler bitirmekteyiz. Tomurcukları birbiri üzerine dizilmiş uzun boylu hurma ağaçları yetiştirdik. Bunları kullara rızık olması için (yetiştirmekteyiz). O su ile ölü bir toprağa can verdik, iste hayata çıkış da böyledir.”(Kaf, 9–11)
“O, ölüden diri çıkarır, diriden ölü çıkarır ve toprağa ölümünden sonra hayat verir. Sizler de iste öyle çıkarılacaksınız.”(Rum, 19)
“ İnsan, kendisini bir damla sudan yarattığımızı görmedi mi de, simdi apaçık bir hasım kesildi? Yaratılısını unutarak bize bir de mesel fırlattı: "Kim diriltecekmiş o çürümüş kemikleri?" dedi. De ki: "Onları ilk defa yaratan diriltecek ve o her yaratmayı bilir." Size o yeşil ağaçtan bir ateş yapan O'dur. Simdi siz ondan tutuşturmaktasınız. Gökleri ve yeri yaratan, onlar gibisini yaratmaya kadir değil midir? Elbette kadirdir. Çünkü o her şeyi yaratandır, her şeyi bilendir. O'nun emri, bir şeyi dileyince ona sadece "Ol!" demektir. O da hemen oluverir. O halde her şeyin mülkü ve tasarrufu (hükümranlığı) elinde bulunan Allah’ın şanı ne yücedir. Siz de yalnız O'na döndürüleceksiniz.”(Yasin, 77–83)
“Kuskusuz o hüküm günü kararlaştırılmış bir vakit olmuştur. O gün Sur’a üflenir, bölük bölük gelirsiniz.”(Nebe, 17–18)
Güneş katlanıp dürüldüğünde, yıldızlar bulandığında, dağlar yürütüldüğünde, kıyılmaz mallar bırakıldığında, vahşi hayvanlar bir araya toplandığında, denizler ateşlendiğinde (suları çekilip, volkanlar halinde ateş püskürdüğünde), Nefisler eşleştirildiğinde (iyiler iyilerle, kötüler kötülerle bir araya toplandığında)… Diri diri toprağa gömülen kıza sorulduğunda, "Hangi günahtan dolayı öldürüldü?" diye. Amel defterleri açıldığında, gök sıyrılıp açıldığında, cehennem kızıştırıldığında ve cennet yaklaştırıldığında, herkes ne getirmiş olduğunu anlar. Simdi yemin ederim o sinenlere (gündüzleri gözden kaybolan yıldızlara), o akıp akıp yuvasına gidenlere, yöneldiği an geceye, nefeslendiği (ağardığı) an sabaha ki, kuskusuz o Kur'an, değerli bir elçinin sözüdür. O elçi güçlüdür, Arş’ın sahibinin yeninde çok itibarlıdır. Orada ona itaat edilir, güvenilir. Arkadaşınızı cin çarpmış değildir. Andolsun o, Cebrail'i açık ufukta gördü. O, gayb hakkında cimri de değildir. O, kovulmuş bir şeytanin sözü değildir. Hâl böyle iken, siz nereye gidiyorsunuz? O, âlemler için öğütten başka bir şey değildir, İçinizden doğru gitmek isteyenler için. Âlemlerin Rabbi olan Allah dilemeyince, siz dileyemezsiniz.(Tekvir, 1–29)
“Senin yeryüzünü boynu bükük, kupkuru görmen de Allah’ın kudretinin delillerindendir. Biz onun üzerine suyu indirdiğimiz zaman titreşir ve kabarır. Şüphesiz ki ona hayat veren Allah mutlaka ölüleri de diriltir. Doğrusu O'nun her şeye gücü yeter.”(Fussilet, 39)
3.1 ALLAH GÜZEL İŞ YAPANLARI ÖDÜLLENDİRECEKTİR
“İşte Allah iman edip salih amel isleyen kullarını bununla müjdeler. Ey Muhammed! De ki: "Ben bu tebliğime karşı sizden akrabalıkta sevgiden başka hiçbir ücret istemiyorum." Her kim bir iyilik yaparsa biz onun iyiliğini artırırız. Şüphesiz ki Allah çok bağışlayıcıdır, şükrün karşılığını verir”(Şura, 23)
“Allah, iman edenlere ve salih amel isleyenlere söyle vaad etmiştir: Onlar için mağfiret ve büyük bir mükâfat vardır.”(Maide, 9)
“Ey iman edenler! Samimi bir tevbe ile Allah'a dönün. Umulur ki Rabbiniz sizin kötülüklerinizi örter, Peygamber'i ve onunla birlikte iman edenleri utandırmayacağı günde Allah sizi, içlerinden ırmaklar akan cennetlere sokar. Çünkü onların nurları, önlerinde ve yanlarında koşar da, "Ey Rabbimiz! Nurumuzu tamamla, bizi bağışla, çünkü sen her şeye kadirsin." derler.”(Tahrim, 8)
“Orada onlara ne isterlerse vardır. Katımızda daha fazlası da vardır.”(Kaf, 35)
Orada kalplerinde bulunan kini çıkarıp atarız. Onların altlarından ırmaklar akar. "Bizi buna erdiren Allah'a hamdolsun. Eğer Allah bizi doğru yola sevk etmeseydi biz doğru yola erişemezdik. Şüphesiz Rabbimizin peygamberleri bize gerçeği getirmişler." derler. Onlara söyle seslenilir: "İşte size cennet! Yaptıklarınıza karşılık buna varis oldunuz".(Araf, 43)
“ Gerçekten de onların her biri öyle kimselerdir ki, yaptıklarının karşılığını Rabbin kendilerine hakkiyle ödeyecektir. Çünkü O, onların yaptıkları her şeyden haberdardır.”( Hud, 111 )
“Her birinin yaptıklarına göre dereceleri vardır. Rabbin onların yaptıklarından habersiz değildir.”(Enam, 132)
“Çünkü Allah iman edip iyi ameller isleyenlere mükâfat verecektir. İşte onlar için bir mağfiret ve cömertçe verilmiş bol rızık vardır.”(Sebe, 4)
“İman edip salih ameller isleyenlere gelince, onlar için Firdevs cennetleri konak olmuştur. İçlerinde ebedî olarak kalacaklar, oradan hiç ayrılmak istemeyeceklerdir.”(Kehf, 107–108)
“Hiç şüphesiz iman edip salih ameller isleyenleri, imanlarından dolayı Rableri hidayete erdirir. Naîm cennetlerinde altlarından ırmaklar akar durur. Onların oradaki duaları: "Allah’ım, sen yücelerden yücesin"; sağlık dilekleri "selâm", dualarının sonu da "Âlemlerin Rabbi Allah'a hamdolsun." diye şükretmek olacaktır.”(Yunus, 9–10)
3.2 ALLAH KÖTÜLÜK YAPANLARA KARŞILIĞINI VERECEKTİR
“O, hanginizin daha güzel is yapacağınızı denemek için ölümü ve hayati yarattı. O, üstündür, bağışlayandır.”(Mülk, 2)
“İnsan başıboş bırakılacağını mı sanır?”(Kıyame, 36)
“Her kim zerre kadar hayır islemişse onu görecektir. Her kim, zerre kadar ser islemişse onu görecektir.”(Zilzal, 7–8)
“Bugün her nefis kazandığı ile cezalanacaktır. Bugün zulüm yoktur. Şüphesiz Allah, hesabi çabuk görendir. Yaklaşmakta olan o felaket (kıyamet) gününü de onlara haber ver. O dem ki yürekler gırtlaklara dayanmıştır, yutkunup dururlar. Zalimler için ne ısınacak bir dost vardır, ne de sözü dinlenecek bir şefaatçi.”(Mümin, 17–18)
“Kötülük kazanmış olanlara gelince, kötülüğün cezası, misli kadardır. Ve onları bir aşağılık ve eziklik kaplar. Onlar için Allah’tan başka hiçbir kurtarıcı yoktur. Yüzleri karanlık gecelerden bir parçaya bürünmüş gibidir. İste onlar cehennem ehlidir. Orada ebedî kalacaklardır.”(Yunus, 27)
“İşte burada herkes geçmişte yaptığını bulacak. Ve gerçek Mevlaları olan Allah'a döndürülecekler. İftira edip uydurdukları şeyler de kendilerinden büsbütün uzaklaşıp gidecek.”(Yunus, 30)
3.2 ALLAH ADİL MERHAMETLİ VE AFFEDİCİDİR
“Biz, kıyamet günü için adalet terazileri kurarız. Artık kimseye, hiçbir şekilde haksızlık edilmez. (Yapılan iş,) bir hardal tanesi kadar dahi olsa, onu (adalet terazisine) getiririz. Hesap gören olarak biz (herkese) yeteriz.”(Enbiya, 47)
“ Rabbinizden mağfiret dileyin, sonra O'na tövbe ile yönelin. Şüphesiz ki, benim Rabbim çok merhametlidir, çok sevendir.”(Hud, 90)
De ki: "Ey haddi asarak nefislerine karşı israf etmiş olan kullarım! Allah’ın rahmetinden ümit kesmeyin. Çünkü Allah, bütün günahları bağışlar. Şüphesiz ki O, çok bağışlayıcıdır, çok merhamet edicidir."(Zümer, 53)
“İyi bilin ki Allah, hem cezası çok şiddetli olandır, hem de çok bağışlayıcı, çok merhametlidir.”(Maide, 98)
Rableri onlara su karşılığı verdi: "Ben, erkek olsun, kadın olsun, sizden, hiçbir çalışanın amelini zayi etmeyeceğim. Sizler birbirinizdensiniz. Göç edenler, yurtlarından çıkarılanlar, yolumda eziyet edilenler, savaşanlar ve öldürülenler... Onların günahlarını elbette örteceğim ve Allah katından bir mükâfat olmak üzere, onları altından ırmaklar akan cennetlere de koyacağım. En güzel mükâfat Allah katındadır".(A-li İmran, 195)
“Gerçekten hiçbir günahkâr, başkasının günah yükünü yüklenemez. Bilsin ki insan için kendi çalışmasından başka bir şey yoktur. Ve çalışması da ileride görülecektir. Sonra ona karşılığı tastamam verilecektir.” (Necm, 38–41)
“Kim (Allah huzuruna) iyilikle gelirse ona getirdiğinin on katı vardır. Kim de kötülükle gelirse o sadece getirdiğinin dengiyle cezalandırılır. Onlar haksızlığa uğratılmazlar.”(Enam, 160)
“Sizin yanınızdaki (dünya malı) tükenir, Allah katındakiler ise bakidir. Elbette sabırlı davrananlara yapmakta olduklarının en güzeliyle mükâfatlarını vereceğiz. Erkek veya kadın, mümin olarak kim iyi amel işlerse, onu mutlaka güzel bir hayat ile yaşatırız. Ve mükâfatlarını, elbette yapmakta olduklarının en güzeli ile veririz.” (Nahl, 96–97)
“Eğer Allah, yaptıkları yüzünden insanları (hemen) cezalandırsaydı, yeryüzünde hiçbir canlı yaratık bırakmazdı. Fakat Allah, onları belirtilmiş bir süreye kadar erteliyor. Vakitleri gelince (gerekeni yapar). Kuşkusuz Allah, kullarını görmektedir.”(Fatır, 45)
“İman edip iyi işler yapanların (geçmiş) kötülüklerini elbette örteriz ve onlara, yaptıklarının daha güzeli ile karşılık veririz.”(Ankebut, 7)
“De ki: Ey kendi nefisleri aleyhine haddi aşan kullarım! Allah'ın rahmetinden ümit kesmeyin! Çünkü Allah bütün günahları bağışlar. Şüphesiz ki O, çok bağışlayan, çok esirgeyendir.”(Zümer, 53)
Henüz yorum yapılmamış.