-
Ortaokul
-
6.Sınıf
-
Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi
-
Hz. Muhammed'in Hayatı
-
6.4.1 Hz. Muhammed'in s.a.v. Daveti: Mekke Dönemi
DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ
6. SINIF 4. ÜNİTE KONU ÖZETLERİ
6.4.1 Hz. Muhammed'in s.a.v. Daveti: Mekke Dönemi
İslamiyet doğmadan önce Arap yarımadası başta olmak üzere
dünyanın birçok yerinde zulümler ve haksızlıklar yaşanıyordu. Arap
yarımadasında kabile savaşları, kan davaları vardı. Zengin ve güçlü olanlar
fakirleri eziyorlardı. Toplumda kölelik vardı. Kadınlara değer verilmiyordu.
İnsanların çoğu taşlardan yaptıkları heykellere ve putlara tapıyorlardı. Hz.
Muhammed (s.a.v.) bütün bu adaletsizliklere çok üzülüyordu.
Bu sebeple 40'lı yaşlarına yaklaşırken yalnız kalmak ve
tefekkür etmek amacıyla sık sık Mekke yakınlarındaki Nur Dağı'nda bulunan Hira
Mağarası'na gitmeye başladı. Bu mağarada yalnız başına günlerce kalıyor,
Allah'ın büyüklüğünü düşünüyor, O'na ibadet ediyor, toplumun içinde bulunduğu
kötü durumu düşünüp üzülüyordu.
İlk Vahiy: 610 yılının Ramazan
ayında Hira Mağarası'nda Cebrail meleği Peygamberimize Allah'ın ilk vahiylerini
getirdi. Hz. Muhammed mağarada düşüncelere dalmışken Cebrail (a.s.) geldi ve
O'na;
— "Oku!" dedi.
Peygamberimiz korku ve endişe içinde,
— "Ben okuma bilmem!" dedi.
Cebrail (a.s.) ikinci kez,
— "Oku!" dedi.
Peygamberimiz yine,
— "Ben okuma bilmem!" dedi.
Bunun üzerine Cebrail üçüncü kez aynı isteği tekrarlayınca Peygamberimiz,
— "Ne okuyayım?" diye sordu.
O zaman Cebrail Alak suresinin ilk beş ayetini O'na okudu.
"Oku! Yaratan Rabb'inin adıyla oku. O insanı 'alak'tan yarattı. Oku!
İnsana bilmediklerini öğreten, kalemle yazmayı öğreten Rabb'in en büyük
kerem(cömertlik) sahibidir." (Alak suresi, 1.-5. ayetler)
Hz. Muhammed de kendisine okunan bu ayetleri Cebrail ile birlikte tekrar etti.
Böylece Allah'tan ilk vahiyleri ve peygamberlik görevini almış oldu.
Varaka'ya Danışma: Peygamberimiz yaşadığı bu olayın verdiği korku
içerisinde koşarak evine gitti. Hemen yatağına yatıp eşi Hatice'ye "Beni
örtün, beni örtün!" dedi. Bir süre dinlenip sakinleştikten sonra başından
geçenleri eşine anlattı. Eşi O'nu "Korkma! Allah seni hiçbir zaman
utandırmaz. Sen hep doğruyu söylersin. Eli açık ve cömertsin. Fakir ve
muhtaçlara yardım eder, misafiri ağırlarsın." diyerek teselli etti. Hatice
daha sonra O'nu, Tevrat ve İncil hakkında geniş bilgi sahibi olan amcasının
oğlu Varaka bin Nevfel'e götürdü. Varaka Hz. Muhammed'i dikkatlice dinledikten
sonra "Sen bu ümmetin peygamberi olacaksın. Sana gelen melek, Musa'ya
(a.s.) gelen melektir. Kavmin sana eziyet edecek ve seni yurdundan
çıkaracaklar. Şayet o günlere yetişirsem Allah için sana yardım ederim."
dedi.
İkinci Vahiy: Peygamberimize bir müddet vahiy gelmedi. Bir gün Hira
Mağarası'ndan dönerken yolda Cebrail'i gördü. Korku ve endişeyle evine vardı ve
yatağına girip örtündü. Bu sırada Müddessir suresinin ilk ayetleri indirildi:
"Ey bürünüp sarınan! Kalk ve (insanları) uyar, sadece Rabb'ini büyük tanı.
Elbiseni tertemiz tut. Kötü şeyleri terket."
Yakın Çevreye Çağrı: Bu ayetlerin gönderilmesinin ardından
Peygamber Efendimiz tebliğ (uyarma) vazifesine başladı. Önce en yakınlarından
başlayarak çevresindekilere İslam dinini ve kendisinin Allah'ın resulü olduğunu
tebliğ etmeye başladı. O'na ilk inananlar eşi Hz. Hatice, yakın arkadaşı Hz.
Ebubekir, amcası Ebu Talip'in oğlu Hz. Ali ve azat ettiği kölesi Hz. Zeyd oldu.
Çağrının Yaygınlaşması
Peygamberimiz İslam davetini üç yıl boyunca gizli bir şekilde yaptı. Bu sürede Müslümanların
sayısı kırka ulaşmıştı. Peygamberliğin üçüncü yılında Cebrail meleği tekrar
vahiy getirdi. Bu vahiyde Allah şöyle buyuruyordu: "Sana emrolunanı açıkça
söyle ve ortak koşanlardan yüz çevir." Bu emir üzerine Hz. Muhammed
insanları açıkça İslam'a çağırmaya başladı.
Bir gün Safa tepesine çıkarak insanlara seslendi.
— Ey Kureyşliler! Size, şu tepenin arkasında bir düşman var, şimdi size
saldıracak desem bana inanır mısınız? diye sordu.
Orada bulunanlar,
— Evet, inanırız. Çünkü senin daha önce yalan söylediğini hiç duymadık,
dediler.
Bunun üzerine Peygamberimiz,
— O halde ben size, önümüzde şiddetli bir azap günü bulunduğunu, Allah'a kulluk
etmeyenlerin bu büyük azaba uğrayacaklarını haber veriyorum. Yemin ederim ki
Allah'tan başka ilah yoktur. Ben de Allah'ın size ve bütün insanlara gönderdiği
peygamberiyim, diyerek Mekkelileri Müslüman olmaya çağırdı. Amcası Ebu Leheb
"Bizi bunun için mi çağırdın?" diyerek kaba ve kırıcı sözler söyledi.
Bu çağrı sonrasında ve Peygamberimizin çabalarıyla İslamiyet Mekke'de yayılmaya
başladı.
Mekkelilerin Peygamberimizi Vazgeçirme Çabaları: İslam dininin
Mekke'de yayılmaya başlaması insanları rahatsız etti. Çünkü putperestliğin
ortadan kalkması demek Mekke'nin ileri gelenlerinin ekonomik olarak çöküntüye
uğraması, gelir kaynaklarının kesilmesi demekti. Ayrıca sosyal düzenleri
bozulacaktı. Bunun üzerine öncelikle Hz. Muhammed'e makam, mevki, para teklif
ederek O'nu İslam davetinden vazgeçirmeye çalıştılar. Peygamberimiz kabul
etmedi.
İşkence ve Boykot Dönemi: Mekkeli müşrikler İslam'ın yayılmasını
önlemek için yalan ve iftiraya başvurdular. Peygamberimizle ve Müslümanlarla
alay ettiler. Sonuç vermeyince kimsesiz ve fakir Müslümanlara ağır eziyetler,
işkenceler yapmaya başladılar. Onlarla alışverişi kestiler, boykot uyguladılar,
şehirden dışladılar.
İlk Hicret Habeşistan: Mekkeli müşriklerin işkence ve baskıları
dayanılmaz hale gelince Müslümanlardan bir grup Cafer-i Tayyar başkanlığında
Habeşistan'a göç etti (615-616).
Hüzün Yılı: Hz. Muhammed (s.a.v.) peygamberliğin onuncu yılında en
büyük destekçilerinden olan amcası Ebu Talip ile eşi Hz. Hatice'yi kaybetti. Bu
iki değerli insanın vefatı dolayısıyla Peygamberimiz çok üzüldü ve bu seneye
"hüzün yılı" adı verildi.
Taif Yolculuğu: Hz. Muhammed her türlü olumsuzluğa rağmen İslam'ı
tebliğ etmeye devam ediyordu. 620 yılında Taif'e giderek oradaki insanları
Allah'ın dinine çağırmak istedi. Ancak Taifliler O'na çok kötü davrandılar.
Taşlayarak şehirden kovdular.
Henüz yorum yapılmamış.